
Buruk Bayramlar
Nice zamandır bayramı bekler olduk Beklerken, güller çiçekler gibi solduk Mevsim kış gibi görünse de üzülme Ramazanda bahar neşvesiyle dolduk Mazlumların mağdurların boynu bükük Bükük
Nice zamandır bayramı bekler olduk Beklerken, güller çiçekler gibi solduk Mevsim kış gibi görünse de üzülme Ramazanda bahar neşvesiyle dolduk Mazlumların mağdurların boynu bükük Bükük
Çağladın küheylanım yâr-ı güzin güftendi Nesillerin derdiyle nice yandın kavruldun Cami penceresinde ıstıraplar bestendi Sesini nefesini asırlara duyurdun Sohbet-i Canan ile kürsülere can oldun Dua
Toprağın altında Üsttekilerden fazla Şehid bulunan Mübarek Anadolu’da Cȗdî eteklerinde Asrın şanlı yiğidi
Sırrın Vârisi Fethullah Gülen Hocaefendi’ye Deniz yalnız kayaların nabzında atardı Şimdi neden durgundur öyle Yoksa ışığın şavkından mı uzaklaştı Nerede o? Daha dün burada olan
Doksan altının aralık ayında Hindistan yolunda Diyordum ki kendi kendime, “Bahara kadar ne var?” Diyecektir daha sonra büyük Usta Toprak çözer, sırrını aslında tohumun Ama
Ey sevdasıyla yandığım, dudağımdan döktüğüm sözüm Söyleyemediğim türküm Tamamlayamadığım bestem Hiçbir yerde duyamadığım can-ı sedam Sende Yusuf’un güzelliği, bende Züleyha’nın aşkı olmasaydı da Ben yine
Karlı yollar adımladık her sabah Yürüdükçe geride bir kış kaldı Bıraktı zaman geride birçok ah Gafleti bizden bir uyanış aldı Râm olduk ırağa ve yakınlara
Her yerde açmış güller, şakıyor hem bülbüller, Bulutlar sanki gelin yüzünde ipek tüller. Kelebekler uçuşur, her tarafta şenlik var, Kar bile yağmak için gökyüzünde can
Üstadım, birikti diyeceklerim Bugün yine şöyle bir açılsak mı? Akreple yelkovan sileceklerim Sabah rüzgârıyla biz konuşsak mı? Tacı taçlandıran taşlı baharla Asrın koynundaki tutsak bir
Şırıl şırıl akan ırmağın kenarında Seyrederken ışıl ışıl yıldızları Aşka dönen karanlığın bağrında Mest ederdi ruhları efsunlu yaldızları Göz göze gelir sohbete dalardık Sevgi dökülürdü
Ellerime dokun kardeş, Bu avuçlar sahra oldu! İşte seyret; Tîh’e bir eş, Bak yüreğim nasıl soldu, Ellerime dokun kardeş… Bir de beni sar bağrına, Ipıl