
Bir Şubat Yolculuğu ve Mülteci Olmak-1
Annem, “gücük” derdi şubat ayına. Halk ağzındaki kullanımıyla gücük, kısa demekti. Uzun bir yolculuğa çıkışımız, kısa sandığımız bu ayın ilk günü başlamıştı. Günleri ardı ardına
Annem, “gücük” derdi şubat ayına. Halk ağzındaki kullanımıyla gücük, kısa demekti. Uzun bir yolculuğa çıkışımız, kısa sandığımız bu ayın ilk günü başlamıştı. Günleri ardı ardına
Son yıllarda deizmin bir virüs salgını gibi yaygınlaştığı görülüyor. Yaratıcının varlığını inkâr etmeyip O’nun iradesini, vahyi, nübüvveti ve dini kabul etmeme manasına gelen deizm, doğrudan
Ne fazlayım ne eksiğim, Noktalı virgül gibiyim; Bir yanım dimdik, tam olması gereken yerde, Diğer yanım iki büklüm… Her şeyin istediğimiz gibi gitmediği günlerde, Mutsuz
Her şeyi kuşatır besmele tayfı, Onunla başlarız bizler her işe. Kaplamış ışığı her bir tarafı, Sızıyor şulesi hayata, düşe. “Bismillah” der koyun, keçi ve inek,
Neden böyle yorgun ve mahzunsun? Çok mu yordular seni beyaz güvercin? Güvercinler naiftir, halîmdir, bilirim Ama sen bilmez misin, güvercinler ağlamaz? Belli ki kırmışlar kanadını,
Doğup büyüdüğü topraklar, binlerce Hizmet gönüllüsü gibi Hüseyin’e de dar gelmeye başlamıştı. Her gün kapısının çalınmasını beklemek olacak iş değildi. Durumu eşi ile konuştu. O
Her gün sabahın nurunda, cihanın dört bir yanında, evlerinden içleri nur, dışları nur, insanlık sevdasıyla mamur binlerce muallim çıkar. Bu nur yüzlü, melek-misal muallimler, ilmin
İnsan, varlığın özüdür ve mayası sevgiyle yoğrulmuştur. Sevginin eksikliğinin hissedildiği her yerde duygular çarpık, ilişkiler samimiyetsiz, arzular gelip geçici ve gayretler de uçabilmek için çırpınan