
Ey Rüzgâr!
Topla çöllerden ümitlerimizi Alnımızın şafağında firuze düşler yeşersin yeniden Kırık ayna çatlaklarından yansıyan sevdamızı Kuvvetle giydir bedenimize Uçuruver Sahibine ilticamızı Kalan ömrümüzün sevinçlerine ilikle cevabını
Topla çöllerden ümitlerimizi Alnımızın şafağında firuze düşler yeşersin yeniden Kırık ayna çatlaklarından yansıyan sevdamızı Kuvvetle giydir bedenimize Uçuruver Sahibine ilticamızı Kalan ömrümüzün sevinçlerine ilikle cevabını
Semtine sokulduk el ele verdik Beyanları burhanlarla besledik İlimle ve irfanla zenginleştik Bizi sarıp sarmaladı dinimiz Zihnimizde yaşatır med-cezirler Kazandırır bize sonsuz ecirler Gönüllerimizde eser
Ya Rab, Sensin yaratan Her canlıya can katan Görüp gözetip tutan Her şey Senin elinde İşimi asan eyle Gönlümü şâdân eyle Hakiki insan eyle Her
Görüş günü, sabah heyecan ve telaşla başlar; Kiminin yüzü güler, kiminde çatıktır kaşlar. Gardiyan isim okurken streslidir bakışlar, İşte hapiste böyle başlar bir görüş günü.
Ey gülşen-i muhabbet! Barınmaz sende nefret, Adın her ömre servet… Sun, alından bir demet; Güle hasret bu ümmet. Ey gülşen-i serfirâz! Uğramaz sana ayaz, Rayihan
Senden çok özür diliyorum, hayatımın her anında bana kendini hatırlatmana rağmen seni unuttuğum için. Senden çok özür diliyorum, seni hiç anlayamadığım ve anlatamadığım için. Senden
Bilmez misin tecelliler var Cemalin seyrettirir bazı An olur kırbaçlar seni yar Bazen şımartır çeker nazı. Bazen kula ağıt yaktırır Güldürür Cennete baktırır Peşine belayı
Ah u eninle bulutlar silerken gözlerinin yaşını Soğuk hücrelerde bir bebek çeker iç Bir annenin feryadı kuşatırken gönül kışını Unutulan insanlık için ağlar gecelerde Meriç
Masmavi, engin denize doğru dalıp gitmişti; denizden de derin gözleriyle. Deniz gökten almıştı maviliği; ya gözlerindeki acı, rengini nereden almıştı? İyiden iyiye yöneldi bakışları, acının
Sormayın bana artık nerelisin Bilmiyorum Memleketim mi? O artık düştü yetim O günden beri kanıyor içim Ateşler içindeyim Yanıyor kalbim Batınca her gün ufkumda doğan