
Gitmek mi Zor, Kalmak mı?
Gecenin sessizliğinde, rüzgârın ıslığı eşliğinde Ya ölüme gitme ya da ölümü beklemeyi bilme Karlar yağdı içime, kış mevsimini tatmayan gönlümde Kaderime ayrılık cemresi düştü Buz
Gecenin sessizliğinde, rüzgârın ıslığı eşliğinde Ya ölüme gitme ya da ölümü beklemeyi bilme Karlar yağdı içime, kış mevsimini tatmayan gönlümde Kaderime ayrılık cemresi düştü Buz
Diriliş lütfet ya Rab Bu asırda bizlere Vatanım gönlüm harap Derman gerek dizlere Yirmi birinci asır Olsun diriliş asrı Tüm dünyaya münhasır Sevgi, adalet kasrı
(Mehmet Ali Şengül Hocamızın aziz hatırasına…) Muhabbetten, sevgiden bir sebildi “Göz aydınlığı” baldan tatlı dildi Milyonların kalbindeki kandildi Bir yiğit insandı Şengül Hocamız Ahde
Yanıma aldığım korku, endişe ve bir miktar kuru hayali, kafamın içindeki bölmelere özenle yerleştirdikten sonra yola koyuldum. Kimine göre aşırı hassas, kimine göre ise oldukça
Yapayalnız adamıydı, bir ömürlük şehrinin. Tek yoldaşı, büyüttüğü gamıydı; yorgun günlerinin… Bütün halkın içinde, hasret idi bir dosta; “İğne atsan yere düşmez” dedikleri hengâmda. Zira
Ağlamaları durdurmak içindi çıkılan bu kutlu yolculuk Çilelere ve hicranlara talip olunup unutulan mutluluk Uykusuz geceler damla damla gözyaşı, yürekte bin heyecan Kesilmeseydi yolumuz, koşmak
Ne kalır dostlarım Ne kalır Her şair döker de içini Kimi derdini Kimi sevgisini Her şair biraz derviştir İçer biraz yaz Güneş’ini Getirir Ay bulanmış
Dua, benim Rabbimle olan halvetim. Sanki var olan bir tek O (celle celâluhu) ve ben. Koskoca kâinat ve içindekiler silinip gitmiş gibi. Dua benim
Adı Atina olan bir şiir yaz Mısralarında: İnsanlığın barışa susadığı şu günümüzde bir zeytin dalına hasret her günümüzde Athena’dan yeryüzüne yayılan sulh şiarı olsun. Sokrat’tan,
Kapkaranlık zamanda Işık oldun her yanda Zirvedesin imanda Bize oldun payanda Dirilişin temeli İmanın coşkun seli Kur’ânî nefesinle Dirilten saba yeli Müjden ayakta tutar Her