Dünyamızın Ledünnîliği
İnanç, ümit ve uhrevî derinlikleriyle bu dünyanın, onu tanıma bahtiyarlığına erenler için, hâlâ tam keşfedilememiş öyle bir büyüklüğü ve büyüsü, el sürülmemiş öyle bir temizlik
İnanç, ümit ve uhrevî derinlikleriyle bu dünyanın, onu tanıma bahtiyarlığına erenler için, hâlâ tam keşfedilememiş öyle bir büyüklüğü ve büyüsü, el sürülmemiş öyle bir temizlik
Kast; teveccüh, itimat, dosdoğru yürüme, bir hedef belirleyip o istikamette hareket etme, ifrat ve tefrite düşmeden itidalli düşünme, itidalli yaşama ve hep itidali takip etme mânâlarına gelir
Allah’ın sıfat, isim ve fiillerinin en esaslı bir nokta-i mihrâkiyesi, en parlak aynası, varlık ağacının en mükemmel meyvesi, bütün kâinatın özü, usâresi sayılan insan; muhteva derinliği ve iç
Zaman ye’s içinde, her yan ağlıyor, Saç nurunu dursun feryad u figân. Hazanın çarptığı insan ağlıyor, Sinede ızdırap, dilde el-amân! Teveccühün kesildi kesileli, Uzaklaşma Senden
Gelin, milletçe gönüllerimizi cehaletten, kabalıktan, bağnazlıktan, kinden, nefretten, hasetten arındırarak, dinî desen ve millî renklerimiz çerçevesinde yeniden kendimiz olalım. “Erbaîn”ler çıkarırcasına, gece-gündüz sürekli nefsanî arzularımıza
Gönül insanı, ufku, inancı ve davranışlarıyla tam bir ruh ve mânâ kahramanıdır. Onun derinlik ve enginliği, bilgi ve müktesebatıyla değil; gönül zenginliği, ruh safveti ve
Bu mübarek günler ve geceler, her şeye ve herkese kendi rengini, kendi tadını ve kendi şivesini katar; kucakladığı her şeyi yumuşatır, hülyalaştırır ve tasavvurlarımızı aşan
Hayatım iç içe hazanla, âh ile geçti, Sensizlik gurbetinin zehirlerini içti; Gönlüm “Artık bitsin” diyor “bu ayrılık demi”, Şimdiye dek üzerinden ne hazanlar geçti. Ey
Ne kadar arzu ederdim, böyle bir inceliğe açık olarak Rabbimin karşısında hemen her zaman vücudumun, tıpkı salınan ağaçlar gibi tir tir titremesini ve iki elimin