Tarihin Kaldıramadığı İftiralar

Tarihin farklı dönemlerinde, farklı coğrafyalarda gerçekleşen katliamlar birbirine benzer. M.S. 64 yılında, 18 Temmuz gecesi, Roma’da büyük bir yangın çıkar. Bir hafta süren bu yangında, şehrin büyük bölümü zarar görür. İmparator Nero’nun yangın tutkusu önceden beri bilindiğinden halk onu sorumlu tutar. Nero, suçu o zamanlar az sayıda olan Hristiyanlara atar. Roma’yı yeniden inşa etme fikri olan Nero, yangından sonra geniş yollar ve kendisi için “Domus Aurea” (Altın Ev) adında büyük bir saray yaptırır. Sonuçta inançlı bir kesim, çoluk çocuk demeden katliama uğramıştır. Nero yangından dört yıl sonra, M.S. 68 yılında, intihar etmiş, daha sonraki asırlarda Hristiyanlık bütün Avrupa’ya yayılmıştır.[1]

Zulmün adresi bu defa bütün Avrupa’dır. 1119 yılında faaliyetlerine başlayan Tapınak Şövalyeleri’nin kuruluş gayesi, Kudüs’e giden Hristiyan hacıların mal ve canlarının korunması olarak bilinmektedir. Tapınakçılar, ekonomik olarak o kadar güçlüydüler ki Avrupa’daki kraliyetlerden onlara borçlu olmayan neredeyse yoktu. 13 Ekim 1307’de, en çok borca giren Fransa kralı IV. Philippe, Paris’te bulunan Tapınakçıların üstadı De Molay ve taraftarlarını tutuklattı. Bu tutuklamalara, idam mahkûmu birinin, hücresindeki bir Tapınakçıdan “Hazreti İsa’yı reddettiklerini ve putperest olduklarını” öğrenmesi gerekçe gösterildi. Uzun süren yargılamalar ve işkenceler sonucu, kaçabilen az bir kesim hariç, bütün taraftarlar, Mart 1313’te öldürülmüştür. Portekiz ve İspanya’da Tapınakçılar suçsuz bulunurken, İtalya ve İngiltere’de hapsedilmiş, Fransa ve bazı ülkelerde ise diri diri yakılmıştır. Daha sonra, IV. Philippe attan düşerek felç olup ölmüş, çocuklarının hayatı da çok kötü sona erdiğinden kendisi lanetlenmiş kral olarak anılmıştır.[2]

Asırlar sonra Naziler, 27 Şubat 1933’te, parlamento binasının kundaklanması bahanesiyle (Reichstag Yangını) muhalefeti sindirip ülke yönetimine el koyarak 5 Mart 1933’te, Hitler’i “Führer” (lider) yapmıştır. Suç, komünist bir işçinin üzerine atılarak “Bu bir darbe teşebbüsü!” denilmiş, işçi idam edilmiş ve muhalifler hapse atılmıştır. 1980 yılında o işçi, mahkemelerce suçsuz bulunmuştur. 1941–1945 yılları arasında, Naziler tarafından Avrupa’da, yaklaşık 10 milyon insan katledilmiştir. Yahudiler, Romanlar, Slavlar ve engelliler soykırıma maruz kalmıştır. Sonuçta Hitler ve bazı arkadaşları intihar etmiş, insanlık suçu işleyen diğer Naziler ise yargılanarak mahkûm edilmiştir.[3]

Nazilerle aynı dönemde, Rusya topraklarında da feryatlar yükselmektedir. 14 Kasım 1944’te, Stalin’in emriyle 100 bine yakın Ahıska Türkü, Orta Asya’ya sürgün edildi. Ağır kış şartlarında, yaklaşık 15.000 kişi yollarda can verdi. O sırada Ahıska Türklerinin gençleri Nazilere karşı savaştıkları için tehcire maruz kalan bu insanların çoğu kadın, çocuk ve yaşlıydı. 1945’te savaştan dönen genç Ahıskalılar da diğer etnik gruplarla birlikte bu bölgelere sürgün edildiler. İsnat edilen suç, Nazilerle iş birliği ve casusluktu. Günümüzde yaklaşık 300.000 Ahıskalı, Orta Asya ülkelerinde yaşamaya çalışmaktadır. SSCB dağıldıktan sonra gerçekler, Sovyet belgelerinde ortaya çıkmış, Ahıska, Kırım ve diğer Kafkas halklarının sürgün sebebinin, Karadeniz çevresini Türklerden temizlemek olduğu anlaşılmıştır.[4]

Mağduriyetlerin diğer bir adresi ise Ortadoğu’dur. Mart 2003’te, kimyevî silah üretiliyor gerekçesiyle Irak işgal edilmiş, 1 milyon sivil ölmüş, 2 milyon sivil mülteci olmuştur. Sonuçta, Saddam bir çukurda yakalanıp yargılanmış ve idam edilmiş, ülkeyi işgal eden askerlerin birçoğu psikolojik rahatsızlıklara dûçâr olmuştur.[5]

Nisan 2017’den beri, Doğu Türkistan’daki yaklaşık 3 milyon Uygur’un, terörle mücadele kisvesi altında, 1.200 civarında toplama kampında tutulduğu ve işkencelere maruz kaldığı bilinmektedir.[6]

Somut bir belge, bilgi, plan veya talimata rastlanılmamış olmasına rağmen, kendi ülkemizde Hizmet Hareketine karşı, tarihteki tenkil ve soykırım girişimlerine benzer bir zulüm uygulanmaktadır. Alman dergisi Focus’ta, 24 Temmuz 2016 tarihinde yayımlanan bir haberde, darbe girişiminin başlamasından yarım saat sonra, İngiliz istihbarat kurumu GCHQ’nin, Türk Hükümetinin görüşmelerini ve yazışmalarını tespit ettiğine dikkat çekilmiştir. Bu yazışmalarda şu ifadeler yer almaktadır: “Yarın temizlik (tasfiye) operasyonları başlatılsın ve darbenin baş yöneticisi Gülen ilan edilsin!”[7]

Bu süreçte, yaklaşık 300.000 Hizmet gönüllüsü için gözaltı, 100.000 kişi için tutuklama, 133.000 kişi için mahkeme kararı olmadan, KHK ile kamudan ihraç kararı veriliş, 300.000’den fazla kişi de özel sektörde işinden olmuştur. 17.000 kadın, 800 bebek ve çocuk hapse atılmış, 1.000’e yakın kişi vefat etmiştir.[8]

Sahte darbeyle alakası olmayan insanlara zulmedilmiş, kermes düzenlemek, öğrencilere yardım etmek ve Kur’ân öğretmek dahi suç olarak gösterilmiştir. Gerçek hukuk tekrar icra edilmeye başlayınca, bu yapılanların sonuçları görülecektir.

Âdil-i Mutlak (celle celâluhu), elbette zalimlerin cezasını verecektir: “De ki! ‘Söylesenize bana: Eğer Allah’ın azabı, ansızın yahut göz göre göre size gelirse zalim topluluktan başkası mı helâk olacak?’” (En’am, 6/47); “Şu muhakkak ki zalimler iflah olmazlar.” (En’am, 6/135)

İftiranın ahiretteki cezası, Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) tarafından beyan buyurulmuştur: “Bir kimse, bir müminde olmayan bir şeyi ona isnat ederse (iftira ederse), yaptığı iftiranın cezasını çekmeden Allah Teâlâ onu koyduğu cehennemden çıkarmaz.”[9] “Kim (karalamak gayesiyle) bir Müslümana bir iftira ederse, Allah o kimseyi bu söylediği sözlerin vebalinden tamamen temize çıkıncaya kadar cehennem köprüsü (sırat) üzerinde bekletir.”[10]

Cahiliye Döneminde diri diri toprağa gömülen kız çocuklarının hesabı nasıl ki Mahkeme-i Kübra’da sorulacaktır,[11] öyle de doğumdan itibaren bebekliğini yıllardır hapishanede geçiren ve dünyayı sadece birkaç koğuştan ibaret zanneden, ağaçlar, çiçekler ve kuşlardan bile haberi olmayan bebeklerin de hangi günahları sebebiyle zindanlara atıldıkları, çağın iftiracılarına sorulacaktır.

Dipnotlar

[1] “Nero | Roman emperor”. Encyclopaedia Britannica. www.britannica.com/biography/Nero-Roman-emperor

[2] Jochen Burgtorf, Shlomo Lotan, Enric Mallorquí-Ruscalleda (ed.), The Templars – The Rise, Fall, and Legacy of a Military Religious Order, London: Routledge, 2021.

[3] tr.wikipedia.org/wiki/Reichstag_Yangını; tr.wikipedia.org/wiki/Nazi_Almanyası; tr.wikipedia.org/wiki/Holokost

[4] Rehman Seferov, Ayhan Akış (2008).  Sovyet Döneminden Günümüze Ahıska Türklerinin Yaşadıkları Coğrafyaya Göçlerle Birlikte Genel Bir Bakış. Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi. Sayı: 24, s. 393–411.

[5] tr.wikipedia.org/wiki/Irak_Savaşı

[6] qha.com.tr/haberler/politika/dunya-uygur-kongresi-cin-ile-imzalanan-iade-anlasmasinin-uygulanmamasi-cagrisi-yapti/290672/

[7] www.todaysanadolu.com/turkiye/sok-focus-dergisi-ingiliz-istihbarati-turk-hukumetinin-darbenin-ilk-yarim-saatindeki-maillerini-ele-gecirdi-yarin-temizlik-baslatilsin-darbe-gulene-yikilsin; www.aktifhaber.com/15-temmuz/cemaati-bitirme-planinin-onundeki-hukuk-engeli-15-temmuzla-asildi-h129417.html

[8] turkeypurge.com; www.boldmedya.com/2021/03/07/turkiye-kadin-haklari-ihlalleri-raporu-17-bin-kadin-tutuklu-3-bin-cocuk-annesiyle-cezaevinde/

[9] Ebû Davud, Akdiye, 14; İbn-i Mâce, Eşribe,4.

[10] Ebû Davud, Edeb, 36.

[11] “Diri diri gömülen kız çocuğuna, hangi suçtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman.” (Tekvir, 81/8-9).

Bu yazıyı paylaş