Âdemoğlu başta hiçbir şey iken sebepler dairesinde bir sperm ve yumurta hücresinin birleşmesi ile ademden (yokluk) deme (kan) döner. Artık insanın, anne karnında, bir tohum gibi nebatî hayatı başlar. Bu hayat yavaş yavaş hayvanî hayat mertebesine yükselir. Ceninin anne karnındaki hayatı, nebatî ve hayvanî hayatın bir karışımıdır. Anne karnı cenin için Cennet gibi bir yerdir. Hiçbir iradesi olmadan bütün gıdalar, anne vesilesi ile yavruya gelir. Bu rahatlığı bozulmuş olacak ki dünyaya gelir gelmez ağlamaya başlar! Anne karnındaki yavrunun öyle mükemmel bir beslenmesi vardır ki âdeta annenin bütün sistemi bebeği için yeniden düzenlenmiştir. Bu kısacık dönemde öyle muhteşem bir mucize gerçekleşir ki insanı hayretler içinde bırakır.
Bir gram bile etmeyecek sperm ve yumurta hücrelerinden müteşekkil zigot, yaklaşık 3500 gramlık bir ağırlığa ulaşır. Yani binlerce kat büyütülür. Bu büyümeye kıyasla insanın doğumdan sonraki büyümesi aslında çok da fazla değildir. Bir insan doğduktan sonra boy olarak en fazla dört kat, kilo olarak da 20–30 kat büyüyebilir.
Akılları hayretler içinde bırakan bebeğin anne karnındaki dönemleri Kur’ân’da farklı âyetlerde anlatılır. Mü’minûn sûresindeki âyetler şu şekildedir: