Tenkil Müzesi

Adalet, insanca yaşamanın ilk şartıdır. Hukukun katledildiği ülkelerde, devleti yönetenler seçimle başa gelmiş olsalar bile şer şebekesine dönüşürler. İnsanlık tarihi, adaleti yok etme suretiyle menfaat örgütüne dönüşen ve zulümle anılan tiranlık rejimleriyle doludur. Kanunların olmadığı veya işlemediği yerlerde zulmün ateşi; yakmadık ocak bırakmaz.

Nemrutlardan Şeddatlara, Firavunlardan günümüzün tiranları olan Mussolini, Franko ve Hitler’e kadar uzanan bir çizgide, zalimlerin ortak özelliği, tiranlıklarını mazlumların kanları ve gözyaşları üzerine kurmuş olmalarıdır. İyiliğe gönül verip iyiliği organize etme niyetiyle yola çıkanlar; tarihin her döneminde sistemlerini kötülüğün organize edilmesi üzerine kuranların zulmüne mârûz kalmışlardır.

Kur’ân-ı Kerim bize geçmişteki zalimleri ve onlarla mücadele eden adalet temsilcilerini örnek verir ve bize usul öğretir. Peygamber (aleyhimüsselâm) kıssalarında zalimler ve âkıbetleri beyan buyurulduktan sonra şu hususa dikkat çekilir: “De ki: ‘Yeryüzünde gezip dolaşın da öncekilerin âkıbeti nice oldu bir bakın.’” (Rum, 30/42) Kur’ân’da bu ve benzeri âyetlerle âdeta yeryüzüne işaretler ve şahitler konularak insanlığın bu zulümleri unutmaması murat edilir.

Başka bir âyet meali ise şu şekildedir: “Ey iman edenler! Adalet ile hükmeden hakimler ve Allah için (doğru söyleyen) şahitler olun. Şahitliğiniz kendi aleyhinize veya çocuklarınızın ve yakınlarınızın aleyhine olsa bile, zengin olsun fakir olsun doğru şahitlik edin. Allah her ikisine de sizden daha yakındır.” (Nisa, 4/135).

Yaşananlara doğru şahitlik etmek, hepimizin üzerine bir vecîbedir.
Tenkil Müzesinin yetkilileri, Frankfurt’ta böyle bir şahitliğe örnek olacak bir sergi açtı.

Bu yazıyı paylaş