Hayata zindanda açtım gözlerimi bebeklikten.
Kalbler taşa dönmüş her canlıya merhametsizlikten.
Perdesizdir bize her şey, kâh ruhanî kâh cismanî.
Vakit tamam olur, kurtulur masumlar hapislikten.
Nedir bu keder annem, gözünden hep yaşlar süzülür.
Oysa yazdığın destan her millette ayrı övülür.
Sen cennetine, zalim de cehennemine kavuşur.
Verilen mühletler biter, defterler bir gün dürülür.
Seni, “Kendi dertlerinden derbeder oldu!” sanırlar.
Ziyarete gelseler hem veliler hem de kutuplar.
Zannederler ölüm hücresinde yapayalnızsın.
Kimseler anlamaz, seni ancak Altın Nesil anlar.
Sen şefkat kahramanısın, Hakk’a tevekkülde bulun.
Hâlıkımızın indinde yenmez hakkı hiçbir kulun.
Sabırları aşarak Rabbe kurbiyete koşalım.
Geçer günler, sonu sahil-i selamettir bu yolun.
Ruhanilerle açalım ellerimizi semaya.
Melekler de katılır bebekle yapılan duaya.
Kimsesiz değiliz ki bütün dünya bizi tanıdı.
Yetişir Hızır, bigâne kalmaz bu denli cefaya.
Hep seni anlatıyor ülkeler kendi dilleriyle.
Yorgun düştün bu hayatta muhtaçların dertleriyle.
Dünya fitneye esir, âhirettedir büyük müjde.
Yeniden doğuş havz-ı kevserde, aşk-ı İlahiyle.