
İç Çürüme ve Onarım Yolları-3
Bu konudaki o mübarek “ba’s-ü ba’de’l-mevt”in ilk basamağı, Hazreti Allah ile Hâlık-mahlûk münasebetinin gerçekleşmesine; varlık içinde insan olarak yerimizin doğru tespit edilmesine; mahiyet-i insaniyenin bir
Bu konudaki o mübarek “ba’s-ü ba’de’l-mevt”in ilk basamağı, Hazreti Allah ile Hâlık-mahlûk münasebetinin gerçekleşmesine; varlık içinde insan olarak yerimizin doğru tespit edilmesine; mahiyet-i insaniyenin bir
İnsanın ciddî tefekkür ve tedebbürlerle kendini doğru okuyup değerlendirmesi, o Biricik Doğru’yu bilip O’na yönelmesi adına hayatî bir yol ve yöntemdir. İnsan böyle bir bakış
Bugün bütün insanlık farklı derecelerde bir bekleyiş içinde; bir nur, bir ziya ümidiyle sabahlayıp akşamlıyor. Öyle ki pek çok göz, sürekli ufuklara bakıyor ve bir
Hak’la irtibatı ve İslamî hassasiyetiyle “müşârun bi’l-benân” bir akrabü’l-mukarrabîn idi Üveys el-Karanî. Işık çağına ermiş, görülecekleri görmüş, kendini hâle halkaları içinde bulmuş, tâlii yâr, mazhariyetleriyle
Hazreti İmam, başı her zaman utûfet kapısının eşiğinde, kalb gözü basiretleri kapı aralığında, teveccühe teveccüh beklentisiyle kalb ritimleri “Hû, Hû” diye atarak dillendirir başka bir
Hazret’in, bu kadar korku ve endişelerinin yanında, ciddi bir recâ duygusuyla “Keremkânım!” dediği ve kalbinin ümit hisleriyle ritim değiştirdiği de hiç az değildir. O böyle
İmam, her zaman farklı bir derinlikte devam ettirdiği âh u enînlerini şu zebercet beyanlarla da seslendirir: “Ey Rab, ömrünü isyan vadilerinde geçirdikten sonra, içten bir
Feyiz kaynağı, Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem); aynı duygu, aynı hisle O’nun takipçileri hiç mi hiç eksik olmamıştır. Gözüyle-gönlüyle her zaman O’nu temâşâ zevki ile mahmur
Habîbullah, Muhammed Mustafa (sallallâhu aleyhi ve sellem); veliyyullah ise Aliyyü’l-Murtaza idi. O hayata gözlerini açtığı andan itibaren, istikbalin haydar-ı kerrârı, fatih-i Hayber’i, damad-ı Şehinşâh namzedi
Şimdi de hâlede, yüzünde güneş gibi nur-ı Rahman, Zinnureyn Hazreti Osman var. Tavrı, düşüncesi, iç derinliği ve bu derinlikte nebî sesi gibi duyulan seleflerinin ah