Azîzâna Ramazan
Bugün tam dört misafir birden geldi azîzân Mukabele, teravih, sahur, iftar; Ramazan Ramazan bu devirde, cennet gibi “berceste” İlahî inayetler geliyor deste deste
Bugün tam dört misafir birden geldi azîzân Mukabele, teravih, sahur, iftar; Ramazan Ramazan bu devirde, cennet gibi “berceste” İlahî inayetler geliyor deste deste
“Allah evlerinizi sizin için bir huzur ocağı yaptı” (Nahl, 16/80). Yeryüzü bütün mahlûkatın müşterek evi olarak yaratılmıştır aslında. Canlıların ihtiyaçlarının tamamı orada mevcuttur. Ancak
Rükünlerin hakkını vererek namazımızı ikame edebilme gayreti ve hâli, bizim için ruhumuzun derinliğini yansıtan bir boy aynası da olur aynı zamanda. O aynaya bakınca Rabbimizle
Costomiru köyü haftalardır kar altında. Yollar bir arabanın geçeceği kadar açılmış yeni yeni. Bir karış toprak görmek mümkün değil. Yol kenarındaki tabelaların uçları zar zor
Bir gün cennet olur, bir gün cehennem Gurbeti yaşarım dostlardan ayrı Güneş kayıp ışıkları mukassem Döner de zulmeti deler mi gayrı? Zemin Kerbela mı,
Her taraf cıvıl cıvıl, tabiat diriliyor Binlerce ses ve soluk birbirine giriyor Günden güne benim de sol tarafım eriyor Ben yurduma, yurdumun baharına hasretim
Aynadaki güzel, beni mest ettin Dönüp bakamadım hoş cemaline Nice sanatınla beni test ettin Eremedim o kutsi emeline “Hay” dedim, “Hannan” dedim “Mennan” dedim Ezbere
Karşıma masiva yol çıkarsa ya Rab Şaşırtma gözlerimi, olursa serap İnayetin olmasa bu yollar harab Niyazım Sana olsun, ellerim bitap Varsam Senin aşkın ile
Kaderin yükünü vursalar da boynuma Etmem şikayet, çekerim dert eylemem Cefalar saplansa da ciğerime Kızılcık şerbeti der, içerim dert eylemem Kandan irinden deryaları geçerim