Dokunamadığımız, koklayamadığımız, tadamadığımız ve hatta göremediğimiz bir âlem etrafımızı sarmaktadır. Nereye gidersek gidelim, çevremizdedir. Bu âlem olmasaydı, hayatımızdaki birçok şeyden mahrum kalırdık. Televizyon seyredemez, radyo
Bediüzzaman, namazın muayyen beş vakte tahsis edilmesinin hikmetlerini anlatacağı Dokuzuncu Söz’ün Dördüncü Nükte’sine, kâinatı büyük bir saat tasavvur ederek başlar. Ona göre tıpkı normo âlemde
Çıkıversem bir gece adım adım yürüyüp Sonsuzluk denen yola aşk kanadını açıp Bütün benliğimi de ardım sıra sürüyüp Allah’a koşar gibi, fâni dünyadan kaçıp… Çıkıversem