Bir Mutlu Son Hayali
Bir mutlu son hayali kuruyorum. İnsana, tabiata ve kâinata dair. Sevdiklerimize, sevenlerimize ve ötekilere dair. Dünya, kabir ve ahiret hayatına dair. Hayal sahnemde perdeler, ihtişamlı
Bir mutlu son hayali kuruyorum. İnsana, tabiata ve kâinata dair. Sevdiklerimize, sevenlerimize ve ötekilere dair. Dünya, kabir ve ahiret hayatına dair. Hayal sahnemde perdeler, ihtişamlı
Bir Vefa Vardı Aliye Yediveren Bir vefa vardı dilimizde, dinimizde, gelenek ve göreneklerimizde. Zaman olurdu onunla konuşur, onunla yazar, onunla oturur, onunla kalkar ve onunla
Yan hücreden yükselen yanık bir türkü, gece mi gündüz mü bilemediğimiz bu yerde, bize hâlâ yaşadığımızı hissettiriyordu. Sahi, bilir misin penceresizlik nedir? Ben bilmezdim. Koridordan
Hayatımız sırlı bir yolculuğa benzer. Yolun kendine göre zorlukları vardır, ama yolda olmak güzeldir. Yolculuk, keşfin kapılarını açar; ufka kapı aralar. Bazen yolculuk öze dönüştür;
İslam’ın yüz akı bir hareket olan Hizmet Hareketi, Peygamber yolunun kaderini kendi asrının rengi ve deseni ile yaşamakta, sevk-i İlahi ile kendi kemâline doğru yol
“O müminler ki tamamen haksız yere, sırf ‘Rabbimiz Allah’tır’ dediklerinden ötürü yerlerinden yurtlarından kovulmuşlardı.” (Hac, 22/40). Göç, Hz. Adem’den (aleyhisselâm) günümüze kadar uzanan bir köprü
Kiraz ağacının altındaki semaver… Ha sen yanmışsın ha içinde benim ciğerim. Ha senin dumanın tütmüş gökyüzüne ha benim feryadım. Seninle demlendi gençliğim, körpe duygularım, içimdeki
Bir istiridyenin yağmur suyuna hasretiyle zaman tüllendi ve demlendi. Kemâl zirvesi doruklarını çoklarına gösterdi. Önce yağmur içindi küme küme bulutlar… Sonra şimşekler, ab-ı hayatı netice
Hizmet Hareketi ile 1980’li yılların ortasında, ortaokul dönemimde tanıştım. Bir ablanın evinde ilk kez Risale sohbeti dinlemiştim. İlk dinlediğim bahis Birinci Söz’dü. O dersi yapan
Göz nurun evladını çaha saldın Yakub gibi Ah edip gecelerde oda yandın Yakub gibi Vermez idin sana kalsa göz nurun nadanlara Takdire inkıyad yoluna
Allah’ın (celle celâluhu) huzurunda kâfir ve münafıklar günahlarını inkâr edecekleri için, ağızları mühürlenecek ve uzuvları yaptıklarını itiraf edecek: “Bugün mühür vuracağız ağızlarına; elleri Bize söyler,