Safiye Bebeğe Selam
Dünyaya açmadan masum gözünü Kör zindan seni de tuttu Safiyem Yel devirsin münafığın sözünü Milyonlar bal sanıp yuttu Safiyem Ağzımda misafir Şevval orucu Kem söz
Dünyaya açmadan masum gözünü Kör zindan seni de tuttu Safiyem Yel devirsin münafığın sözünü Milyonlar bal sanıp yuttu Safiyem Ağzımda misafir Şevval orucu Kem söz
Ulu dergâhına açtım elimi Sanadır kalplerin niyazı Rabbim Ya ıslah ya kahret kanlı zalimi Zayi etmesinler Muaz’ı Rabbim Gönüller yas dolu, omuzlarda yük İç
Sussun bütün cümle âlem Dalında gül Bağımda bülbül konuşsun Dert diye sardıklarım İçime attıklarım konuşsun Sussun cümle âlem Dalında gül Bağımda bülbül konuşsun Sussun
Darbe! Bir yaz günüydü Ayten Aylardan temmuz hatta Önce kavruldu kalbim Sonra Külahımın üstünde Eridi dünya Gaybubet Ki ben bir gurbete yazgılı Tam da
Bin çileye göğüs gerdi adaşın Izdırabın Dost’a ayan Bilâlim Mundar olsun, huzur nedir bilmesin Seni bu hallere koyan Bilâlim El unutmuş kıymetini insanın Rabbimin
(Merhum Gökhan Açıkkollu ve değerli ailesine ithafen…) Hep ansızın olur akrep sokması Çok revaçta adaletin çakması Mülhid felsefenin kanlı dogması Seni de bulacak, açık kollarım
Bu poyraz elbet bir gün dinecek sandım Cefa devranı imiş heyhat aldandım Himmet eyle ey Rabbim katından yardım Lisan-ı ızdırârla medet Sultanım Bağ bozuldu,
İman ettik Allah’a Taptık elhamdülillah Kurtuluşa felaha Erdik elhamdülillah İmtihan geldi çattı Bizi gurbete attı Kiminin hapis bahtı Yattık elhamdülillah Mümin münkir o anda Gördük
Garipliğin şiirini yazıyorum bu akşam Masamda bir bardak su Karşımda kalınca bir duvar Beynimde zonklayan hafakan Avuçlarımdan kayıp giden gençliğim Akşamla birlikte kararan dünyam var
Bir mektup yazıyorum adresi olmayan Kime gideceğim ben diye sormayan Biraz ben var içinde, biraz da sen Yağmur var mesela ıslanmış sokaklar Karanlığa