
Tecelliler
Bilmez misin tecelliler var Cemalin seyrettirir bazı An olur kırbaçlar seni yar Bazen şımartır çeker nazı. Bazen kula ağıt yaktırır Güldürür Cennete baktırır Peşine belayı
Bilmez misin tecelliler var Cemalin seyrettirir bazı An olur kırbaçlar seni yar Bazen şımartır çeker nazı. Bazen kula ağıt yaktırır Güldürür Cennete baktırır Peşine belayı
Ah u eninle bulutlar silerken gözlerinin yaşını Soğuk hücrelerde bir bebek çeker iç Bir annenin feryadı kuşatırken gönül kışını Unutulan insanlık için ağlar gecelerde Meriç
Sormayın bana artık nerelisin Bilmiyorum Memleketim mi? O artık düştü yetim O günden beri kanıyor içim Ateşler içindeyim Yanıyor kalbim Batınca her gün ufkumda doğan
Gecenin sessizliğinde, rüzgârın ıslığı eşliğinde Ya ölüme gitme ya da ölümü beklemeyi bilme Karlar yağdı içime, kış mevsimini tatmayan gönlümde Kaderime ayrılık cemresi düştü Buz
Diriliş lütfet ya Rab Bu asırda bizlere Vatanım gönlüm harap Derman gerek dizlere Yirmi birinci asır Olsun diriliş asrı Tüm dünyaya münhasır Sevgi, adalet kasrı
(Mehmet Ali Şengül Hocamızın aziz hatırasına…) Muhabbetten, sevgiden bir sebildi “Göz aydınlığı” baldan tatlı dildi Milyonların kalbindeki kandildi Bir yiğit insandı Şengül Hocamız Ahde
Yapayalnız adamıydı, bir ömürlük şehrinin. Tek yoldaşı, büyüttüğü gamıydı; yorgun günlerinin… Bütün halkın içinde, hasret idi bir dosta; “İğne atsan yere düşmez” dedikleri hengâmda. Zira
Ağlamaları durdurmak içindi çıkılan bu kutlu yolculuk Çilelere ve hicranlara talip olunup unutulan mutluluk Uykusuz geceler damla damla gözyaşı, yürekte bin heyecan Kesilmeseydi yolumuz, koşmak
Ne kalır dostlarım Ne kalır Her şair döker de içini Kimi derdini Kimi sevgisini Her şair biraz derviştir İçer biraz yaz Güneş’ini Getirir Ay bulanmış
Dua, benim Rabbimle olan halvetim. Sanki var olan bir tek O (celle celâluhu) ve ben. Koskoca kâinat ve içindekiler silinip gitmiş gibi. Dua benim