Kalblerin Sultanlığına Doğru
Son bir-iki asırdan beri insanlık hep ızdıraptan ızdıraba sürüklendi, hep ölüm çukurlarının çevresinde dolaştı ve kurtuluş ararken de hep felaket buldu ve felaketlerle yoğruldu. Bu
Son bir-iki asırdan beri insanlık hep ızdıraptan ızdıraba sürüklendi, hep ölüm çukurlarının çevresinde dolaştı ve kurtuluş ararken de hep felaket buldu ve felaketlerle yoğruldu. Bu
İnsanoğlunun en çok aldanıp zayi ettiği nimetlerden biri zamandır. Yüce dinimiz İslam’ın bizden istediği zaman şuuruyla, onu işlerin ehemmiyet sırasına göre tanzim ederek dikkatli kullanmamız
Nobel Ödülü; fizik, kimya, edebiyat, ekonomi, barış ve fizyoloji/tıp alanındaki olağanüstü başarılara verilmektedir. 2016 Nobel Tıp Ödülü, “otofaji” (bozuk ve arızalı hücrelerin temizlenip yenilenmesi) konusunda
Nefret söylemi, hukukun evrensel ilkelerinden olan ve belli başlı bütün uluslararası metinlerde yer alan “herkesin kanun önünde eşitliği” ve “ayrımcılık yasağı” kurallarını ihlal eden, hoşgörüsüzlüğe
Peygamberler (Yüce Allah’ın selâmı Efendimizin ve onların üzerine olsun), Cenab-ı Allah’ın, kendileriyle en yüce gayeleri gerçekleştirdiği müstesna insanlardır. Onlar sıdk, emanet, tebliğ, fetanet ve ismet
Harun Emre Berk “Her şeyi yaratan Allah’tır. Her şey O’nun tasarruf ve yönetimindedir. Göklerin ve yerin hazinelerinin anahtarları O’nun nezdindedir.” (Zümer, 39/62–63). İnsan dikkatle etrafına
İnsanlık için en zor hastalıkların başında gelen kanserin erken teşhis edildikten sonra tedavisinin daha kolay olabilmesi, tıp dünyasında önemli sayıda araştırmacıyı, bu hastalığı henüz başlangıç
“Elimizde kalemden, dilimizde kelâmdan başka bir şey yok. Ancak, parmaklıklar arkasında bulunan meslektaşlarımızın da bendenizin de önemli bir suçu (!) var: Bir nebze muhalif olmak.
Will Durant “İspanya’daki Elhamrâ’dan, Hindistan’daki Tac Mahal’e kadar İslam sanatı, zaman ve mekânın sınırlarını aştı; ırk ve kan tefrikiyle alay etti, kendine has bir karakter
Akıllara durgunluk veren çeşitlilikte yaratılan mahlûkat, hayatlarını devam ettirirken nihayetsiz ihtiyaç ve hadsiz düşmanla karşılaşır. İhtiyaçlarına ulaşmaları ve tehlikelerden korunmaları için sayısız hikmetle kuşatılmış sistemlerle
Allah’ın emirlerini yerine getirme, O’na kullukta bulunma ve kulluğunun şuurunda olma mânâlarına gelen ibâdet ve ubûdiyet; bazılarına göre aynı mânâya hamledilmiş ise de, büyük çoğunluğun
Yurt dışına tahsil görmek veya “yeni hayatlar” kurmak için gidenler hep benzer sorulara tâbi tutulurlar. Hele de kadınsanız inanç, eşitlik ve özgürlük gibi birçok konuda