Ölümsüz Kahramanlar
Yırtılacak peçesi karanlık gecelerin Şafağına az kaldı apaydınlık günlerin Rahmet yüklü bulutlar dünyayı sulayacak Yerlerde sürünenler yeniden doğrulacak Ayağa kalk yiğidim şâd olsun
Yırtılacak peçesi karanlık gecelerin Şafağına az kaldı apaydınlık günlerin Rahmet yüklü bulutlar dünyayı sulayacak Yerlerde sürünenler yeniden doğrulacak Ayağa kalk yiğidim şâd olsun
Renklerini kuşanmış gülüyor gök kuşağı Yeryüzüne iniyor semalardan aşağı Salkım salkım güzellik, gözlerine ziyafet Her çiçeğe ayrı renk, desen desen maharet Işıkta gördüğümüz küçücük
Hâr-ı firkatle dȗçarım Fasl-ı hazan çöktü dil-i zarıma Âh-u figan ile nîranım Ey Mehrȗ yol ver her an vaslıma Mah çehrene mübtelayım Zâr
(Tesbih-i zeytine dair) Böyle iltifat görmemişti habbe-i zeytin Yûsuf medresesinde insaniyete vâslola Meşkhânede ellerden dilleri körükleye şevkin Kâh bu dem der kavrula, kâh der
Sevdim, gonca gül belledim Baldan tatlı dil belledim Hakk’a giden yol belledim Seni, hep Seni Efendim Yollarını gözlediler Yakında gelir dediler Garipler çok özlediler
İnsanlık hiç susamamıştı bu kadar O mühür sahibinin âb-ı hayatına Nasıl çatlamasın toprak, bekleşirken gökten hakikat damlalarını bağrına Sineler yanmış bir kere sahrâda, serinletir ayağı
İki kelimeden oluşan bu ifadenin ilk kelimesi olan gönül; sevgi, istek, anış gibi anlamların yanı sıra insanın manevi bir latifesini ifade eden bir kavramdır. Bağ
Kimse kimseye gitme diyemiyor Yola çıkılması gerek herkes biliyor Sessizce hıçkırıklar yürek deliyor Biliyor ki giderse bir nevi kurtulacak Sanmayın ki bunlar idamlık suç işlemiş
Güftesi Sen olmazsan gam düşer bestemize Karanlıkta kalırız, nur yağmaz gecemize Sevgimiz yarım kalır, gelmezsen hanemize Sımsıcak gülşeninde yer ver bize Efendim Bülbüllerin dizilir
Hasret tezgâhında sevda kilimi İlmik ilmik göz yaşıyla dokunur Gurbet diyarında sıla özlemi Tel tel olur nakışlarda okunur Hicret yollarında hüzün tepesi Firak semasında
Hani bir yol vardı ya uzakta Menzili dertli, gideni dertli Dilimizde bir bahar türküsü Ağlayanı dertli, güleni dertli Hani bir yol vardı ya uzakta
Memleket derbeder, sen iki büklüm Yeryüzü geniş mi dar mıdır, Uşak Kaç Elif miktarı uzar bu zulüm Doğum demek ah ü zar mıdır, Uşak Kuvözde