Rüzgâr Sesinde Gördüm
İki çocuk bir anne gördüm, Soğuk nehir kenarında bekleyen, Bir aile gördüm, Direği mahpusta zikreden, Bir yorgun anne gördüm, Rüzgâr dinsin diye ızdırap çeken, Bir
İki çocuk bir anne gördüm, Soğuk nehir kenarında bekleyen, Bir aile gördüm, Direği mahpusta zikreden, Bir yorgun anne gördüm, Rüzgâr dinsin diye ızdırap çeken, Bir
Bu ayrılık bana neler öğretti bilir misin? Loş ışıkta yâre mısralar dizmeyi öğretti Gözlerimi kapasam yanımda belirir misin? Kalbime vuslatın resmini çizmeyi öğretti Günler birbirini
Yolun doğru olduğuna eğer inanıyorsan Yükün ağırlığına artık sabret yiğidim! Yolun sonu rıza-i ilahîdir diyorsan, Yoldaki yokuşlara biraz sabret yiğidim! Yoluna tepeler çıksa, sert kayalar
Günümüzde ahlâkî değerleri, insandaki iç derinliğini, kalbî ve ruhî hayatın önemini dudak bükerek karşılayanlar olsa da, hakikî insanlığa giden yolun bu değerlerden geçtiğinde şüphe yok.
Fen derslerinde gördüğümüz ve hiç tartışmadan kabul ettiğimiz, “tabiat kitabının sabitleri” olarak isimlendirdiğimiz atom altı parçacıkların kütleleri, yerçekimi ve elektromanyetizma gibi kuvvetlerin değişmeyen hassas ayarlarını
Hizmet Hareketi ile yolunun kesişmesi hayli zor görünen bir arkadaşa sordum bir gün: “Nasıl oldu da Hizmet Hareketiyle tanışıp kaynaştın?” Hafif bir gülümseme ve içten
Erkek kardeşine şizofreni teşhisi konulduktan sonra nörolog olmaya karar veren Jill Bolte Taylor, bu alanda eğitim görür ve Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesine bağlı Psikiyatri ve
Biyolojik kardeşlik tabiri, aynı anne babadan doğanlar için kullanılır, ancak bunun ötesinde bazı özel şart ve zamanlarda, irade ve gayretle ortaya konulan öyle durumlar vardır
İlim, hayatı kuşatır. “Mahiyet ve istidat itibarıyla her şey ilme bağlıdır.”[1] Canlı veya cansız her şeyin özünde ne olduğu ilimle anlaşılır; neye hazır olduğu da
Evrim teorisinde Batı’da gelinen noktayı Larry Hatfield şöyle özetliyor: “Evrimi tamamen reddeden bilim insanları, içimizdeki en hızlı büyüyen azınlıktır… ki bunların önemli bir kısmı da
Rahmet olarak doğdun, zahmetlerle büyüdün İnayet oldun bize, inayettin Ezel’den Bir uğraktı bu dünya, gelip O’na yürüdün Işık verdin âleme, ışık aldılar Sen’den Karanlıktı cihanlar
Fakirlik, yoksulluk, muhtaç bulunduğu şeylere sahip olamama mânâlarına gelen fakr; erbabınca, kalben bütün varlıktan vazgeçip sadece ve sadece abd ve Mâbud münasebeti içinde bulunma, yalnız