Gündüz ve Gece
Bir gece ansızın evimiz, bir caninin evi gibi basıldı, çocuklarımız bir köşede ağlaşırken beni kelepçeleyip götürdüler, günlerce nezarethanede beklettiler. Suçsuz yere aylarca, yıllarca hapishanelerde ömrümüzü
Bir gece ansızın evimiz, bir caninin evi gibi basıldı, çocuklarımız bir köşede ağlaşırken beni kelepçeleyip götürdüler, günlerce nezarethanede beklettiler. Suçsuz yere aylarca, yıllarca hapishanelerde ömrümüzü
Kül kül tutunur dağlara o beyaz renk Akşam ayazla çökünce üstüne gölge Sen gibi büyürken içimde ahenk Bir yeni düş geceme Bir eski gölge düşer
Bu hayatın yaşama külfetine değip değmemesi büyük ölçüde, varlığın gayesinin bilinip bilinmemesine bağlıdır. Hatta diyebiliriz ki; varlık ve insan mülâhazamızın zaman zaman bize hatırlattığı hayat
Hâkim-i Mutlak’ın (celle celâluhu) zerre ve diğer unsurlara hükmetmesi, insan ihatasını aşan bir hakikattir. Allah’ın (celle celâluhu) kâinattaki tasarrufuna dikkat ettiğimizde, O’nun sanatının namütenahi olduğunu
Hepimizin bildiği hikâyedir: I. Dünya Savaşı sürerken düşman takibinden kaçarak savaşta “tarafsız” olduğunu iddia eden Osmanlı’ya sığınan iki Alman savaş gemisinin satın alınması ve bu
Uta Luise Zimmermann’ın yaşadıkları, hürriyetlere konan engellerin yıkılmaya mahkûm olduğunun ispatıydı. Utanç Duvarı olarak adlandırılan Berlin Duvarı’nın ayırdığı binlerce insandan birisi olan Uta Hanım, kızını
Kur’ân kıssaları, peygamberlerin, ümmetlerin ve kavimlerin haberlerini en güzel ve hikmetli şekilde beyan eder. Bununla da değişik hususları hedefler. Dini prensipleri zihinlere yerleştirmek, hak yolun
İnsanın bedenen, ruhen ve fizikî olarak tam bir iyilik halinde bulunmasına sağlık denir. Kendisiyle barışık, şartlar ne olursa olsun huzur bulabilen, lüzumsuz konuları takıntı haline
Hiçbir şey ayıramaz bizi sizden, Sökemez sevgini kalblerimizden; Vazgeçmez gönüller Seni sevmekten, Tutmuşsa Senin elin elimizden. Bütün gönüllerde neş’e-i vuslat, Sevgiye sevgin bizlere iltifat;
Kur’an-ı Kerim’de ümmet olarak bahsedilen1 ve yaklaşık 2,5 milyon türü olduğu tahmin edilen hayvanlar, Rabbimizin cemal, kemal ve ihsanına ayna olurlar, ekolojik dengede önemli vazifeler
Bediüzzaman Hazretleri, Sünuhat adlı eserinde ve On İkinci Söz’de Batı medeniyeti ile Kur’ân medeniyeti arasındaki farkları, beş husus üzerinde durarak belirtir:[1] Dayanak noktası: Bediüzzaman’a göre,