Duanın Sırrı
Dua, benim Rabbimle olan halvetim. Sanki var olan bir tek O (celle celâluhu) ve ben. Koskoca kâinat ve içindekiler silinip gitmiş gibi. Dua benim
Dua, benim Rabbimle olan halvetim. Sanki var olan bir tek O (celle celâluhu) ve ben. Koskoca kâinat ve içindekiler silinip gitmiş gibi. Dua benim
Canlı-cansız bütün eşyâ birbiriyle o denli uyum içinde ve öylesine bir intizam ve ahenk göstermektedir ki, çok defa onu temâşâ ettiğimizde, kendi kendimize: “Acaba bizim
İnsan bedeni trilyonları çok aşkın zerrenin istihdam edildiği muazzam işleyişiyle, sürekli faaliyet hâlindeki bir mucizeler teşhirgâhıdır. Bu vücudun içinde ve dışında milyarlarca bakteri, mükemmel bir
Tarihin farklı dönemlerinde, farklı coğrafyalarda gerçekleşen katliamlar birbirine benzer. M.S. 64 yılında, 18 Temmuz gecesi, Roma’da büyük bir yangın çıkar. Bir hafta süren bu yangında,
Hakiki ilme sahip olma, insanı ifrat ve tefritlerden uzaklaştırıp sırat-ı müstakime sevk eder. Şeytan ise tahtını ifrat ve tefritlerin üzerinde kurmuştur. Hakiki ilim, insanı aydınlığa
Hizmetin kara sevdalısı, ömrünü dua ile ilmek ilmek dokuyan, arkadaşlarının kaderine cemre gibi düşen Halil Şimşek Hoca, 1958’de, Çorum’un İskilip ilçesinde dünyaya gelir. Halil Hoca’nın
Aşiyan Parkı’na bitişik olan Yılanlı Yalı’yı bilenler bilir. Boğaz’ın en görkemli yalılarından biridir. Bebek Koyu’nda ihtişamı ve yıllara meydan okuyan heybeti ile öylece durur. Osmanlı
2014 yılının ağustos ayıydı. Babam, ayağındaki bir yaradan dolayı hastaneye yatmıştı. Kendisi 45 yıllık diyabet hastası olduğundan çok endişeleniyordum. Günlük yaptığım telefon görüşmelerinde hiç de
Arapça, “kast” kökünden türetilen iktisat kelimesi, “doğru yol, hedefe yönelme, itidal üzere hareket etme, tasarruflu olma, vasatta kalma, ifrat veya tefrite gitmeme” mânâlarına gelmektedir. Aslında,
“Aranızda ölümü Biz takdir ettik. Sizi yok edip yerinize benzerlerinizi getirmeyi ve sizi bilemeyeceğiniz bir biçimde ve vasıfta yaratmayı dilersek, Bize mani olacak hiçbir güç
Yâ Rab ne hatîbdir ki makber: İnsanlara en derin meâli, Bir vahy-i bülend kudretiyle, Telkîn ediyor lisân-ı hâli! Ondan da alınmıyorsa ibret, Yok bir daha