
Ezan Sesinde Hasrettir Yâdın
Ezan sesinde hasrettir yâdın Kıpırdanır dudaklar anarken adın Gönlümün pınarından sızarken tadın Kevser’in başında bir gökçek yüzlü Sözlerin mânâsı gözlerde gizli Söyleme, sükût et olsa
Ezan sesinde hasrettir yâdın Kıpırdanır dudaklar anarken adın Gönlümün pınarından sızarken tadın Kevser’in başında bir gökçek yüzlü Sözlerin mânâsı gözlerde gizli Söyleme, sükût et olsa
Umut dağının eteklerinde kızıl laleler, Dizilirler bağrı yanık derviş gibi yan yana. Hû çekerler fecirlerde, gecelerde nâleler… Börtü böcek, binbir çiçek cûșa gelip uyana. Tövbe
Duygusuz olmak kadar dünyâda lâkin derd yok; Öyle salgınmış ki mel’un: Kurtulan bir ferd yok! Kendi sağlam… Hissi ölmüş, rûhu ölmüş milletin! İşte en
Her günüm sanki son gün, yaklaşırım ölüme Dağ gibi günahları sığdırdım ben ömrüme Ağyarı yerleştirdim “meclâ-yı Hak” gönlüme Rahmeti hecelerim huzuruna gelirken Bir tutam ümidim
Yükledik dualarımızı Ramazan tahtına Göndeririz hicapla Yüce Yaradan katına Mümkünse yol vermeden şu nefis saltanatına Şevke şükre fikre vurgun âciz fakirleriz biz Kötülüğü iyiliklerle savanlardan
Bir bahar esintisi var havada, tüm yeryüzünü kaplayacak; Önünde rahmet bulutları, her an çiselemeye başlayacak. Bir sekine iniyor semadan, cihanı huzurla dolduracak; Bir ruh gibi
Çıkıversem bir gece adım adım yürüyüp Sonsuzluk denen yola aşk kanadını açıp Bütün benliğimi de ardım sıra sürüyüp Allah’a koşar gibi, fâni dünyadan kaçıp… Çıkıversem
Ruhlarından ışık kopar kararan zamana Gecelerden aşk yolarlar bir kara sevdaya Sevgi soluklarlar yanan ateşten ummana Gönüllerinde akan dert yalvarır Hüda’ya Gözlerine hüzün çalar zalim