
Hak Yolcusu
Hak yolcusu! Tut üstadın elinden, Âri eyle kem sözleri dilinden; Bırak, terk et dünya yükün belinden, Üstadın sözünden cayma, fenadır. Açılır gönlüne nice âlemler, Pervaz
Hak yolcusu! Tut üstadın elinden, Âri eyle kem sözleri dilinden; Bırak, terk et dünya yükün belinden, Üstadın sözünden cayma, fenadır. Açılır gönlüne nice âlemler, Pervaz
Her insan doğuyor, büyüyor, yaşlanıyor ve ölüyor. Kimileri daha hayatın baharında kimileri de küçük bir çocukken… İnsanlar olarak asıl sorunumuz büyümek değil, o zaten bize
Bir meleğin kucağına emanet olacaksın Korkma dediler henüz yolun başındayken İlk kelimem, ilk gördüğüm, ilk tebessümüm Rahmeti Sonsuzun mütecelli temsilcisi Biricik annem benim Derin bakışları
Yusuflara… Kapkaranlık gecede gökler yarıldı birden Bizleri can evinden vurdular anneciğim Depremlerle art arda yer oynadı yerinden Kol-kanat bırakmadı kırdılar anneciğim Lâl kesildi vicdanlar, kör
Günümüzde her şeyden daha çok, Allah’a karşı vazifesini yerine getirme şuuruyla gerilmiş mesuliyet nesillerine ve topluma rehber olabilecek ideal insanlara ihtiyaç var. İnsanlığı, birkaç asırdan
Deizm, ateizm, agnostisizm, nihilizm, rölativizm ve sekülerizm gibi akım ve felsefeler, geçmiş asırlarda ortaya çıkmış olsalar da modern dönemlerde yeniden revaç bulmaya başlamıştır. Bunların sebep
İnsanlar toplanmış, heyecanla iki gökdelen arasında gerilen ipten, şehrin işlek caddelerinin birinin üstünde geçmekte olan cambaza bakıyorlardı. Cambazın elinde, dengesini korumaya yardımcı olan dört beş
Hayat birbirine zıt iki çizgi üzerinde akıp gidiyor nice zamandır. Bu çizgilerin biri nübüvvetle temsil edilen iyilik çizgisi diğeri de inkâr, küfür ve zulümle temsil
Gençlik, hem fizikî hem de ruhî yönden pek çok değişikliğin meydana geldiği bir dönemdir. Kur’ân-ı Kerim, müspet ve menfî örneklerle bu önemli döneme dikkatlerimizi çeker;
Uzun bir seyahate çıkacağız. Hazır mısınız? Sizlerle birlikte kanın damarlardaki yolcuğuna refakat edeceğiz. Kan kalbden çıktıktan sonra, küçük dolaşımla akciğerleri, büyük dolaşım ile de bütün
Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem), Hicret yurdu Medine’ye ulaşmış ve şehirdeki problemleri birer birer çözüme kavuşturmaya başlamıştı. Medine’de dört bin civarında Yahudi, dört bin