Dillerde “El-Emân!”
Bakışın zümrüt, çehren mehtap n’olur bize de gül, O derin halinle gel gönüllerimize süzül. Ey bütün güzelliklere renk ve desen veren gül! Nefesi canlara can,
Bakışın zümrüt, çehren mehtap n’olur bize de gül, O derin halinle gel gönüllerimize süzül. Ey bütün güzelliklere renk ve desen veren gül! Nefesi canlara can,
Yılların gazetecisi, âdeti olduğu gibi, o gün de sabah erkenden evinden çıktı, işinin yolunu tuttu. Her şey, her zamanki gibi, tekdüze idi. Kahvaltıyla başlayan hayat,
Hicret, göç edenle göç edilen yerin sakinleri arasında ister istemez bir etkileşimi beraberinde getirir. İçtimaî değişim ve gelişimin tohumları da bu etkileşim sayesinde atılır. Ancak
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, Allah’ın (celle celâluhu) Hafîz ismine dikkat çekerken, bu ismin kâinattaki tecellilerinden mealen şöyle bahseder:[1] Her bahar ve yaz mevsiminde yaratılan meyvelerin
Mehmet Özyurt, 1945’te Antakya’da dünyaya gelir. Geçimini kömür satarak sağlayan bir ailenin çocuğudur. Çocukluğundan itibaren mütevazı ve faziletli bir çevrede yetişir. Henüz altı yaşındayken, Kur’ân’a
Olmasın; bin âlâm toplanıp içime aksa, Hatta bazı duygularım da sararıp solsa, Hep başım eşiğinde kalmaya kararlıyım, Bu aşkın sonu kahreden bir ölüm de olsa…
Fotoğraflarının çoğunda, ağaçlara sarılmış hâlde uyuduğunu gördüğümüz sevimli koala, her ne kadar oyuncak bir ayıcığa benzese de aslında otçul ve keseli bir hayvandır. Avustralya’nın
Kılıç Ali Paşa, 1500 yılında İtalya’nın La Castella kasabasında, yoksul bir balıkçının oğlu olarak dünyaya gelir. Rivayete göre, 11 yaşında Napoli’deki papaz okuluna giderken Ali