Kavuşma Türküleri
Sarı duvarlı, Hasretten çalma şu evlerde, Meselen gurbetse; Gölgene bile ak düşmüş, demektir. Şu çıkmazlığın sokaklarında, Anılar… Anılar ki Beton gibi geçer canevinden. Düşünmek; Hele
Sarı duvarlı, Hasretten çalma şu evlerde, Meselen gurbetse; Gölgene bile ak düşmüş, demektir. Şu çıkmazlığın sokaklarında, Anılar… Anılar ki Beton gibi geçer canevinden. Düşünmek; Hele
Gel, annemin hazin hâli; Yüreğimi mekân eyle! Tükenmesin hiç mecali, Sen derdini bana söyle! Bilirim, gülmez analar; Gözleri hep buğuludur. “Evlat!” diyerek yanalar, Gönülleri gam
Annem, “gücük” derdi şubat ayına. Halk ağzındaki kullanımıyla gücük, kısa demekti. Uzun bir yolculuğa çıkışımız, kısa sandığımız bu ayın ilk günü başlamıştı. Günleri ardı ardına
Son yıllarda deizmin bir virüs salgını gibi yaygınlaştığı görülüyor. Yaratıcının varlığını inkâr etmeyip O’nun iradesini, vahyi, nübüvveti ve dini kabul etmeme manasına gelen deizm, doğrudan
Allah’ın sıfat, isim ve fiillerinin en esaslı bir nokta-i mihrâkiyesi, en parlak aynası, varlık ağacının en mükemmel meyvesi, bütün kâinatın özü, usâresi sayılan insan; muhteva derinliği ve iç
Babasını kırmamak için Oxford Üniversitesinde hukuk okuyordu. 1913’te 2. sınıftayken babasının vefatı üzerine okulu bırakarak Southampton limanından Amerika’ya doğru yola çıktı. Gemi okyanusta ilerlerken hep
Hukuk tarihinde bazı davalar vardır ki bunlar sadece davanın taraflarını değil; toplumu, hatta insanlığı etkileyecek neticeler doğurmuştur. Engizisyon yargılamaları, Hitler ve taraftarlarının yargılandığı Nürnberg Mahkemeleri
Ağzımda eski dişlerimden geriye kalan kocaman bir boşlukla ayrıldım Türkiye’den. Çürümüş köklerden kurtulmuş olmanın rahatlığı ve yeni implant köklerinin sızısıyla pasaport kuyruğuna girdim. Planım şöyleydi:
Hayata saygı ve içinde yaşadığımız çevreyi koruma şuurunun Hazreti İbrahim’e (aleyhisselâm) bağlı dinler gibi bütün evrensel dinlerde de bulunduğunu düşünebiliriz. Bu sebepten ötürü, günümüzdeki birçok