Ey gülşen-i muhabbet! Barınmaz sende nefret, Adın her ömre servet… Sun, alından bir demet; Güle hasret bu ümmet. Ey gülşen-i serfirâz! Uğramaz sana ayaz, Rayihan
Yapayalnız adamıydı, bir ömürlük şehrinin. Tek yoldaşı, büyüttüğü gamıydı; yorgun günlerinin… Bütün halkın içinde, hasret idi bir dosta; “İğne atsan yere düşmez” dedikleri hengâmda. Zira
Mahzun kalpli bütün annelere ithaf olunur. Söz dinler mi yürekleri, yara almış anaların; Şehidine tanık olmuş yaslı hudut boylarında? Dalga dalga Meriçlerin, gürül gürül Tunaların…
Âsûde bir şafağın az sonrası, Yollara düşer bir umut yolcusu. İçinde kanarken hicran yarası, Yollara düşer bir umut yolcusu. Bağlarında katmerli güller biten, Dallarında yanık
Bir Vefa Vardı Aliye Yediveren Bir vefa vardı dilimizde, dinimizde, gelenek ve göreneklerimizde. Zaman olurdu onunla konuşur, onunla yazar, onunla oturur, onunla kalkar ve onunla
Bir elinde kitabın var, Dilinde hoş hitabın var; Ne de güzel adabın var, Bir harf öğret öğretmenim! İlimdir sadık yoldaşın, Talebeler gönüldaşın; Okumakla pişer aşın,
Bir sonbahar sabahında, Gün rengârenk düşlerle doğar; Yed-i Kudret yeryüzünü, Baştan başa sarıya boyar. Güneş biraz gizler de yüzünü, Topraksa ona gönül koyar. Bir ikliminin
Gel, annemin hazin hâli; Yüreğimi mekân eyle! Tükenmesin hiç mecali, Sen derdini bana söyle! Bilirim, gülmez analar; Gözleri hep buğuludur. “Evlat!” diyerek yanalar, Gönülleri gam