![](https://caglayandergisi.com/wp-content/uploads/2020/10/EKIM_2020-344.jpg)
Bozulmayan Şifa Kaynağı
Bir arkeoloji dergisinde çıkan haberi iktibas eden bir haber sitesindeki ifadeler dikkatimi çekti. Bu habere göre, Mısır’daki Firavun mezarından çıkan 3000 yıllık bal, hiç bozulmamış,
Bir arkeoloji dergisinde çıkan haberi iktibas eden bir haber sitesindeki ifadeler dikkatimi çekti. Bu habere göre, Mısır’daki Firavun mezarından çıkan 3000 yıllık bal, hiç bozulmamış,
Kültürümüzde sırtlan ve eşek gibi bazı hayvanlar hakir görülür ve insanlar kendilerine bu hayvanların adıyla hitap edilmesini istemezken aslan, kaplan, kurt ve kartal gibi hayvanları
Kur’ân-ı Kerim ve İncil’de zikredilen bir meyve olan hurmadan, Eski Ahid’de doğurganlığın ve canlılığın sembolü olarak söz edilirken, Yeni Ahid’de Hz. İsa’nın (aleyhisselâm) Kudüs’e girerken
Kur’ân-ı Kerim’de değişik vesilelerle bazı hâdiseler veya varlıklar nazara verilerek bunların üzerine yemin edilir. Allah (celle celâluhu) Kur’ân’da 95. sȗre olarak zikredilen Tîn Sȗresinin ilk
Evrim anlayışına göre, bir canlıda yeni bir özelliğin kendi kendine ortaya çıkması için, tabii seleksiyondan önce fertte uyuma yönelik faydalı bir değişiklik ortaya çıkmalıdır ki
Evrim inancının yeni türlerin ortaya çıkması ile ilgili mekanizmalar olarak ortaya koyduğu önemli bir biyolojik gerçek adaptasyondur. Canlıların içinde yaşadıkları ekolojik şartlara uyum göstermesi istikametinde
Biyoloji kitaplarında evrimi genç beyinlere empoze etmek için farklı biçimlerde iki yaklaşım sergilenir. Birinci yaklaşımda, küçük çaptaki ve tabiatta gözlenebilir değişiklikler (tabiî seleksiyon, ırkların meydana
İslâm dininin emrettiği ibadetler başta olmak üzere, sosyal hayata dair muamelelerin, giyim-kuşam ve yeme-içme gibi her türlü davranıştaki ölçü ve edebin, insan fıtratına ne kadar
Havadan suya kadar bütün çevremiz bakteri, mantar ve virüslerce kuşatılmış durumdadır. Bu mikroorganizmalar da bizim gibi nesillerinin devamı ve hayatta kalabilmeleri için beslenmek mecburiyetindedirler. Tabiî
Güneşin ve Dünya ile beraber diğer gezegenlerin kendilerine tahsis edilmiş yörüngeler üzerinde belki milyonlarca yıldan beri şaşırmadan sürdürdükleri hareketlerinde belli bir ritim ve düzen olduğu
“Gündüz orucu için sahur yemeğinden ve gece ibadetine kalkmak için kaylûleden yararlanın” (İbn Mâce, Savm, 22) mealindeki hadis-i şerifte Efendimizin (sallallâhu aleyhi ve sellem) hususi bir
Yemeğe oturduğumuzda veya herhangi bir meyveyi yemeye başladığımızda, pek çoğumuz farkında olmadan, çok hızlı bir şekilde, sanki yangından mal kaçırır gibi önümüzdeki nimeti bitiriyoruz. Acaba