Önce Eğitim Sonra Teknoloji
1984 yılında ABD’deki hanelerin yalnızca %8’inde bilgisayar vardı.[1] Bugün ise dünyada yaklaşık 5 milyar insan, cebinde o yıllardaki bilgisayarlardan daha ileri seviyede telefon taşıyor.[2] Her
1984 yılında ABD’deki hanelerin yalnızca %8’inde bilgisayar vardı.[1] Bugün ise dünyada yaklaşık 5 milyar insan, cebinde o yıllardaki bilgisayarlardan daha ileri seviyede telefon taşıyor.[2] Her
Takvimler 17 Ocak 1994’ü, saatler gece 4.30’u gösteriyordu. Los Angeles’ta büyük bir deprem ve bütün şehri karanlıkta bırakan bir elektrik kesintisi oldu. Dışarı çıkıp gökyüzüne
Bir ülke hayal edin. Yüzlerce farklı toplumun bir arada yaşadığı, olağanüstü bir reform ve yeniden inşa sürecinde olan bir ülke. Bir yandan ülkeye akın akın
İnsanlar, Cenab-ı Hakk’a kulluk yapmaları için yaratılmış, yerler ve gökler bu gayeye hizmet etmek için muhteşem bir âhenkle döşenmiştir.[1] Gözümüzün önünde her an gerçekleşen bu
“Bu kâinat ve yeryüzü, sürekli işleyen büyük bir fabrika ve her vakit dolup boşalan bir han, bir misafirhanedir. Böyle işlek fabrikalar, hanlar, misafirhaneler; pis atıklar,
Ders zili çalmak üzereydi. Öğretmenler odasında, çayından son bir yudum alan Ahmet Bey’in içinden “Allah’ım, göğsümü genişlet, dilimin bağını çöz, kolaylaştır, zorlaştırma, hayırlısıyla tamamına erdir.”
Fizik, kâinat kitabını okuyup anlamamıza yardımcı bir sözlük, madde ve enerji arasındaki baş döndüren âhengi aklımıza yaklaştıran bir gözlük gibidir. Albert Einstein’a göre, “Bilimin tamamı,
“Hayat bisiklete binmek gibidir. Dengeyi korumak için hareket hâlinde olmak gereklidir.”[1] Albert Einstein Fizik kanunları, yaratılış kanunlarıdır. Bu kanunların günlük hayatta ne işe yaradığı sorusuyla