Barabbas ve Hakikati Göz Ardı Edenler
İbn-i Haldun, “Halkın dini, hükümdarın dinidir.” derken sosyolojik ve psikolojik bir hakikati yüzyıllar önce dile getirmiştir. Devlet, kurulduğu topraklarda millete hizmet eden bir aparattır. Kuruluş
İbn-i Haldun, “Halkın dini, hükümdarın dinidir.” derken sosyolojik ve psikolojik bir hakikati yüzyıllar önce dile getirmiştir. Devlet, kurulduğu topraklarda millete hizmet eden bir aparattır. Kuruluş
ABD’ye Hocaefendi’yi ziyarete gitmiştim. Sohbetlerini yaptığı odanın duvarında “Fedakârlık Ya Hu!” levhası asılıydı. Anladım ki Efendimizin (sallallâhu aleyhi ve sellem) adını güneşin doğup battığı yerlere
“Gurbet (ya da sürgün) bir kişiyle memleketi arasına, bir insanın özüyle gerçek yuvası arasına zorla kazılmış onulmaz bir yarıktır.” diyor Edward Said.[1] Bu öyle bir
İnsanlığın babası Hz. Âdem’in (aleyhisselâm) Cennetten yeryüzüne indirilmesi ile başlayan hicret, insanlık tarihinin değişmez gerçeğidir. Kur’ân’da ismi geçen peygamberlerin neredeyse tamamı hicret etmiştir. İnsanlığa rehber
Yeni tanıştığımız kimselere veya büyüklerimize “siz” diye hitap etmek bir saygı ifadesi olarak görülür. Türkçede olduğu gibi, birçok dilde, bu gibi durumlarda, “sen” yerine
1964 yılında Niğde Lisesinde birinci sınıfta okuyordum. İkinci yıl aramıza, bir albay kızı olan Dilek katıldı. Ailesinden dolayı özgüveni yüksek birisi idi ve kısa süre
Mevlana, “Gençlerin aynada göremediklerini, tecrübeli insanlar bir tuğla parçasında görür” der. Mevlana’nın bahsettiği bilgeler, karanlığı aydınlatan güneş gibidir. Onların çağlar öncesinden vazettikleri düsturlar, sadece yaşadıkları
Izdırabın yoksa gecelerde Yangından haberin yok demek İstiğfarın yoksa seherlerde Günahlardan bîhabersin demek Gel vazgeç bu fâni hülyalardan Ötelere yelken açmaya bak Sana bir mesaj
“Âdâb-ı muâşeret” tamlaması, iyi tutum ve davranışları ve bunları kazandıran bilgiyi tanımlayan “edeb” kelimesinin çoğulu ”âdâb” ile “barış içinde yaşama, birbiriyle uzlaşma” manasına gelen ”muâşere” kelimelerinden oluşur. Bu
Profesör Anwar Alam’ın Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet Hareketi üzerine yazdığı, Allah Rızası İçin isimli eser, 10 yıllık bir çalışmanın ürünü. Hem çok titiz bir
Bir inşaat yapılırken, binanın son halini taşıyabilecek demir ve çimentodan yapılı temel ve kolonların, maksada göre planlanıp inşa edilmesi bir esastır. Binanın hepsi bir anda
Ramazanın son günleriydi. İftar davetine gelenler sohbet ederken ev sahibi de masadaki eksikleri tamamlamak için mutfakla salon arasında mekik dokuyordu. Masa, salonun yola bakan tarafına