
Sünnet-i Seniyyede Rıfk ve Mülayemet
“Rıfk”; mülâyemet, huyda ve hareketlerde yumuşaklık ve naziklik anlamlarına gelir.[1] Rıfk kelimesi Kur’ân-ı Kerim’de geçmez, fakat bu kelimeden türeyen “yumuşak ve nazik davranan, arkadaşlığına güvenilen,
“Rıfk”; mülâyemet, huyda ve hareketlerde yumuşaklık ve naziklik anlamlarına gelir.[1] Rıfk kelimesi Kur’ân-ı Kerim’de geçmez, fakat bu kelimeden türeyen “yumuşak ve nazik davranan, arkadaşlığına güvenilen,
Yıllar evvel Hocaefendi’nin yanından izin alıp ayrılırken bana fısıldadığı cümle hâlâ kulağımda çınlıyor: “Doktor Bey, her gittiğiniz yere bir kâse ümit götürün.” Ben de ziyarete
Kur’ân-ı Kerim, Hazreti Şuayb’ın (aleyhisselâm) kızı, Firavun’un zevcesi Hazreti Asiye gibi mümtaz kadınların ferasetini mevzubahis yapar. Bu yönleriyle âyetler, ilahî hikmetle kadın fıtratına derç edilmiş
Ülkemden çok uzaklarda bir şehirdeyiz. Bir arkadaş ile akşam üzeri biraz yürüyüş yaptıktan sonra, bir nebze dinlenmek için sokağın sonundaki bir banka oturduk. Bir tepeyi
İsteme, dileme, arzu ve isteklerin gerçekleştirilip ortaya konması yeteneği veya iki şeyden birini tercih etme mânâlarına gelen irade; hayatını kalb ve ruh seviyesinde yaşayanlarca: “Nefsin
Adını da sanını da bilmiyorum, ama tanıyorum seni… Yalnızca sana olan hayranlığımı dile getirmek için değil, senin temsil ettiğin o ruha sahip çıkmak için yazıyorum
Müslümanın atâleti bırakıp meşru ve helâl dairede çalışması, ailesinin rızkını kazanmak için gayret etmesi bir yönüyle ibadet olduğu gibi, yine Allah (celle celâluhu) yolunda ihlas,
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin El-Kulûbu’d-Dâria sonundaki Daavât’ının anlamı üzerinde dikkatle durunca onun, birçok daavât ve evraddan daha farklı olduğunu anladım. Onun, İslam ümmetinin durumu, İslam dininin
Herhangi bir şeyden kaçma ve uzaklaşma mânâlarına gelen firar; erbâbınca, halktan Hakk’a seyeran etmenin, gölgeden asla ilticada bulunmanın, damlayı bırakıp deryaya yönelmenin, zerreden vazgeçip güneşe
19. asrın İngiliz ressamlarından William Holman Hunt, Israrcı Komşu adlı tablosunda, Tanrı’yı arayan bir insanın, dışarıdan değil içeriden açılacak olan, tokmaksız bir kapıyı ısrarla çalmasını